Burnunuzun direginin sizladigini hic hissettiniz mi?
Eger bu soruya hayir cevabini veriyorsaniz, sanslisiniz demektir. Cevabiniz evet ise, bu yazida ne demek istedigimi tam anlamiyla anlayabileceksiniz.
Onceleri burnunun diregi sizlamak lafini bir deyim sanirdim. Cok uzgun olmak, cok ozlemek anlamlarinda oldugunu farz ederdim. Megerse gercekten fiziki bir durummus.Cok ozlediginde, cok uzuldugunde gozyasi dokemeyecek durumdayken, burnunun diregi sizliyor ve sen pavlowun kopegi gibi o sizlamayla o en cok ozlediginin kokusunu, gulusunu, sarilisini hatirliyorsun. Dibine kadar hissediyorsun. O yuzden de sizlasin yaa bosver diyorsun.
Genelde hayatinin en mutlu gunlerinde O yoksa yaninda daha da cok sizliyor ve sen daha da cok hatirliyorsun. Seni o kadar mutluyken gorsun istiyorsun. Acaba O da benim kadar mutlu olur muydu diye dusunuyorsun. Sarilir miydi? Hadi koy bir raki da keyfimizden icelim der miydi? Mutlusun ama bir kac nasihat vermem lazim sana dermiydi diye dusunuyorsun. Iste hep bu dusunceler daha cok sizlatiyor o burnunu sen de daha cok ozluyorsun onun kokusunu.
Belki azicik da olsa duyarim onun kokusunu diye bir tasin basina gidiyorsun, tas ile konusmaya basliyorsun, burnunda yine ayni sizi. Diyorsun, baba ben tam da babalar gununde evleniyorum. Ses cikmiyor. Ahh bir ciksa, goruyorsun ama beni di mi diyorsun, tepelere bakiyorsun. Inaniyorsun sadece. Sonra da o tasin kenarinda biten bir yesil yapragi koparip cuzdanina koyuyorsun. Hadi sen de benimle gel diye. Bir de tasa bir opucuk konduruyorsun kokuyu duyarim belki diye....
En son da bu yaziyi yazmak istiyorsun belki birileri babalari hala hayattayken onu daha cok sevsin koklasin, deger versin diye...