2 Aralık 2012 Pazar

Şarkısız Yazı

Tam 5 yıldır ara vermeden günde 12 saat ortalama ile çalıştım durdum. Her sabah aynı saatte kalktım aynı saatte yattım. normalde belki çok iyi arkadaş olabileceğim insanlar ile başkaları sırf öyle istiyor diye saçma sapan mezular için kavga ettim, bazen inanmadığım bir şey için hayatımın mottosuymuşcasına kavga ettim. Aralarda durdum, ben ne yapıyorum dedim, istemiyorum böyle yaşamak dedim, bırakacağım her şeyi dedim...Sonra bekleyen faturalara bakınca hayatın amerikan romantik komediler ile yakından uzaktan alakası olmadığını anladım..sonra yine mailbox' uma geri döndüm, yalandan mutlu olmaya devam ettim. İş hayatında yaşadığım başarılar beni dünyanin en mutlu kadını yapıyor sandım. Daha doğrusu sanmaya kendimi ikna ettim.
10-15 senedir iş hayatinda tam da bu dediklerimi yaşayan insanlar şuan bu yazıyı okuyup, 5yıl da mı böyle olmuş, bak hayat arsızına diyebilirler.. Ama benim baba, hep sahil kasabasinda denize sıfır, önünde küçük bir teknesi olan ev istedi. Hep erteledi, benim icin, ablam icin, hayat icin erteledi...Sonra ne oldu 35 yıl eşşek gibi çalıştıktan sonra tam ohh diyeceğı anda orospucocugu bir kanser yüzünden öldü... Deger miydi? Tartışılır....
Ama ben 1Aralık 2012 itibari ile tartısmamaya, hayatın beni götüreceği yerlere bıraktım kendimi... bu yazının bir şarkısı da yok... Benim bir müddet ne vermeye çalışacağım bir mesaj ne de ulaşmak için kendimi yırtacak bir amacım olacak...Biraz gerçekten nefes alacağım biraz da kendimi dinleyeceğim.. Kim bilir belki kendi şarkımı kendim yazarım....